HeR ÇoCuK BiR ÇiÇeKTiR
E-S
Sağcan: Sağlıklı can, sağlıklı kimse
Sağay: Yenisey Türklerine bağlı bir Türk boyunun adı
Sağhan: Iyi kağan Sağın saygıdeğer, kutsal kimse; hekim, doktor; Kazak hakanlarının Ünlülerinden biri
Sağun: Saygıdeğer, kutsal kimse; hekim, doktor
Sağlam: Dayanıklı, kolay bozulmaz; yıkılmaz; zarar görmemiş, bozulmamış; güvenilir, dürüst
Sağlamer: Dayanıklı yiğit, yıkılmaz yiğit, güvenilir yiğit
Salgır: Akarsu
Salgur: Saldırıcı, saldıran; bir Türkmen oymağını başkanı olan Salgur Bey'in adından
Salkan: Serin yellere açık yer
Salman: Özgür, hiç kimsenin kölesi olmayan
Saltuk: Kendi başına bir varlığı olan; Doğu Anadolu'da kurulan
Saltukoğulları: Beyliği'ni kuran Saltuk Bey'in adından
Salur: Oğuzlar'ın Üçok boyuna bağlı bir Türk oymağını adı
Sanal: Ün kazan, ünlü ol
Sanalp: Ünlü yiğit
Sanberk: Ünü sağlam
Sancar: Eski Türk adlarından; kısa kama
Sançar: Sancar
Saner: Ünlü yiğit, tanınmış kimse
Sanlı: Çok tanınmış, herkesçe bilinenen, ünlü
Sanver: Ünün her yana yayılsın, ünlen
Saran: Çevresini kuşatan, çevreleyen; kollarının arasına alan; hoşa giden, beğenilen Sargın insanı saran, çeken, çekici; sevimli; candan, içten, yürekten, tutkun, istekli
Sargut: Eski adlardan; açık saman rengi
Sarp: Geçilmesi, çıkılması güç, çok dik
Sarper: Dikbaşlı yiğit, sarp yiğit
Sarphan: Sarp kağan
Saruhan: Sarı kağan, sarı han; Saruhan, Selçuk uçbeylerindendi, Manisa'yı alarak Saruhanlı Beyliği'ni kurmuştu
Satı: Satma işi, satış, Pazar; doğumundan önce evliyalara Satılarak, adanarak, inanışa göre, yaşaması sağlanan (çocuk), satılmış da denilir
Satuk: Satı, satılmış
Savaş: Birbirine düşman iki ordunun çarpışması, silahlı eylem
Savaşer: Savaşçı yiğit
Savaşkan: Iyi savaşan, iyi döğüşen
Savtekin: Diri ve biricik; diri canlı şehzade; Anadolu'nun alınışında Emeği geçen bir Türk komutanı
Savtunç: Sağlam tunç
Sayan: Saygı gösteren, saymak eylemini yapan
Sayar: Saygı gösteririr, saygılı
Saydam: Içinden ışığın geçmesine ve arkasındaki nesnelerin görünmesine Engel olmayan; parlak düz
Saygı: Kişilerin birbirlerine karşı duyumsadıkları çekinme ile karışık sevgi Ve değer duygusu; başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu
Saygım: Saydığım kimse, benim saygım
Saygın: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören
Saygut: Sayılan ve uğurlu, kutlu sayılan
Sayguter: Sayılan ve kutlu bilinen yiğit
Sayhan: Saygı gösteren kağan
Sayıl: Kendini saydır, saygı gör, önemsen
Sayıner: Seçkin yiğit, değerli yiğit, saygı gösterilen yiğit
Saykut: Sayılan ve kutsal kimse
Sayraç: Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü
Saytekin: Sayılan ve biricik, sayılan şehzade
Sazak: Küçük pınar, kaynak
Seber: Arkadaş, dost
Sebük: Hızlı, çabuk; sevgili
Sebükalp: Hızlı, yiğit, çabuk yiğit, çevik yiğit
Sebüktekin: Hızlı ve biricik; hızlı şehzade, hızlı prens
Seçen: Iyiyi kötüden ayıran, seçme işini yapan kimse
Seçim: Seçme işi; seçim günü doğmuş çocuğa verilen ad
Seçkin: Seçilerek en iyi diye ayrılan; benzerleri arasında yüksek
Niteliğiyle: Göze çarpan; seçilmiş
Seçkiner: Herkesçe beğenilen yiğit
Seçmeer: Seçilerek alınmış yiğit
Seçmen: Beğenen seçen; bir seçimde oy hakkı olan
Sel: Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşarak önüne Gelen herşeyi alıp götüren taşkın su
Selcan: Taşkın su gibi can
Selçuk: Küçük sel; tezcanlı, evecen, hızlı; Selçuklulara adını veren Sultan Selçuk'tan
Selçuker: Tezcanlı yiğit, hızlı yiğit, evecen yiğit
Selek: Eliaçık, cömert
Selen: Ses, kulakla duyulan her ses; sel yatağı; varlık, bolluk; bilgi
Seler: Taşkın yiğit, sel gibi yiğit
Selışık: Sel gibi akan ışık, aydınlık seli
Sencer: Halden bilen kimse; kale, hisar; Çağatay hanlarından birinin adı
Sener: Sen yiğitsin
Seren: "sermek" eylemini yapan; gemilerde yelken direği
Sergen: Sergilenmiş olan, sergi; raf
Sert: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan, katı, berk Sarsıcı, dayanılması güç; hoşgörüsüz
Serter: Sert yiğit
Seviği: Sevi, sevgi; sevilen; sevgide üstün tutulan; arkadaş, dost
Sevin: Sevinç duy, coş
Sevinç: Istenen ya da hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku
Sevük: Sevi, sevgi; sevilmiş, sevilen, sevgili; dost, arkadaş
Seyhan: Çukurova'da Adana'dan geçerek Akdeniz'e dökülen büyük ırmak
Seyhun: Orta Asya'da bir ırmak
Sezal: Sezen, sezgili
Sezen: Farkına varan anlayan, sezgili duygulu
Sezer: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar
Sezgin: Sezme yeteneği olan kimse, sezici
Sezginer: Sezme yeteneği olan yiğit
Sıdal: Biraz olgunlaşmış, erginleşmeye başlamış
Sığanay: Alageyik ve Ay gibi güzel
Somer: Katışıksız yiğit, tam yiğit
Sona: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
Sonay: Artık ondan sonrası olmayan Ay; (mecaz olarak) son çocuk
Sondal: Artık ondan sonrası olmayan dal; (mecaz olarak) son çocuk
Sonder: Son diyen; (mecaz olarak) son çocuk
Sonel: Artık ondan sonrası olmayan el; (mecaz olarak)son erkek çocuk,
Soner: Artık ondan sonrası olmayan yiğit; (mecaz olarak) son erkek Çocuk, son yiğit
Songür: Sonu iyi gelen kimse, sonu gür
Sonuç: Bir olayın doğurduğu başka bir olay ya da durum; bir şeyin ucu (mecaz olarak) son çocuk
Soral: Sorduktan sonra al
Sorkun: Bir tür söğüt
Soyalp: Soyu yiğit, soylu yiğit
Soydan: Soylu, iyi bir soydan gelen
Soydaner: Soylu yiğit, iyi soydan gelen yiğit
Soydinç: Soyu dinç
Soydinçer: Soyu dinç yiğit
Soyer: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit
Soyhan: Soyu han olan, kağan soylu
Soykan: Soylu kan
Soykurt: Soylu kurt, kurt gibi bir soydan gelen
Soykut: Soyu uğurlu kimse, soyca kutlu
Soylu: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan
Soytekin: Soyu biricik, soylu ve tek olan kimse; soylu şehzade
Soyuer: Yiğit bir soydan gelen, yiğit soylu
Sökmen: Selçuklular çağında Hasankeyf Artuklu Beyliği'ni kuran
kimse;: Yiğitlere verilen san, yiğit
Sönmez: Sürekli olarak yanar, hiç sönmeden yanar
Sönmezalp: Hiç sönmdedn yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin Yaşayacak yiğit
Sönmezer: Hiç sönmeden yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin yaşayacak yiğit
Sözen: Iyi ve güzel konuşan kimse
Sözer: Iyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse
Sözmen: Iyi ve güzel konuşan kimse
Subutay: Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın ünlü komutanlarından birinin adı
Sunal: Sun ve al
Sunar: (saygı ile) veriri, gönderir, yollar
Sungu: Sunulan şey, birine sunulan şey, bağış, armağan, sunu
Sungun: Yetenek; eğilim; armağan edilebilecek nitelikte
Sungur: Doğana benzeyen bir alıcı kuş, atmaca, şahin akdoğan
Sunguralp: Atmaca gibi ve yiğit, şahin yiğit
Sungurtekin: Şahin gibi ve biricik; Süleyman Şah'ın oğlu
Süalp: Asker yiğit
Süer: Er yiğit, yürekli kişi, asker yiğit
Sükan: Yiğit, yürekli, asker kan
Sümer: Aşağı Mezopotamya'da bir bölge Sümer ülkesi; M.Ö. 400 Yıllarında bu bölgede devlet kuran bir türk kavmi
Süner: Esneyebilir, esnek, uzayabilir, uzar
Sünter: Kızıl renkli, çavdara benzer sert buğday
Sürel: Süreyle, zamanla ilgili, süreye değgin
Süren: Devam eden, sürüp giden; yönetip yürüten; önüne katıp götüren
Sürsoy: Soyu sürdür; süren soy